NEŞET ERTAŞ

Neşet ertaş 1938 yılında çiçekdağında dünyaya çoçuk yaşlarda babası muharrem ertaşın yanında düğünlere giden neşet ertaş 15 yaşına geldiğince babasının sazı eline tutuşturmasıyla bundan sonra senin sanatın ekmeğin bu diyen muharrem ertaş babasıyla birlikte düğünlerde saz çalmaya başlar günler geçtikçe sazı daha derinden çalmaya başlar bir gün gün bir düğüne giderler babasıyla düğünde orada kalabalıktaki insanlar derlerki bunlar andal çingen gibi sözler ederler neşet ertaş o sırada içinden gelerek söylemeye başlar zengin isen ya bey derler ya paşa fukaraysan ya addal derler ya çingen haşa diye bu türkü söyler işte bu türküde böylece meydana çıkmış oldu o düğün senin o düğün benim derken düğünün birinde leyla diye bir kadınla karşılaşır tanışır aşık olur fakat babası bu birlikteliğe karşı çıkar fakat neşet ertaş babasını dinlemez ve leylayla evlenir babası buna çok kızar bir türkü yakar aslı bozuk alma demedimmi evladım sana diye türkü yakar neşet ertaş karşılık verir aslı bozuk deme şu insana ya dost ya dost aslını sorarsan leyladan iyidir der neşet ertaş iç anadolu müziğinin büyük ozanlarındandır sazı eline aldığında beste zaten yapılmıştır .

Kim kötüdür allah bilir hiç kimseye yerme gardaş kimseye hor görme gardaş kim iyidir allah bilir gibi bir çok türkü bozlak günümüzde bir çom sanatçı Neşet ertaşın türküleriyle ekmek yiyor şimdi ne beste yapan var ne türkü yakan neşet ertaş gibi düeyenler bir daha dünyaya gelmez herkes okur söyler kimse çalamaz herkes türkü okur amma beste yapamaz gardaş